background
Image

Türkiye'nin İlk Teknopark Yatırımı!

Yazılım sektörünün ihtiyacı olan teknik işgücünün ve araştırmacı potansiyelinin en yoğun olduğu kurumların üniversiteler olduğu bir gerçektir. Üniversite sanayi işbirliğini uzun yıllardır sektörün gündeminde tutan ve geliştirdiği Ar-Ge projeleri ile öncü rol oynayan Halıcı, yurdumuzda teknoparka yatırım yapan ilk özel şirket olmuştur. 18 Haziran 1997'de 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel' in katılımlarıyla temeli atılan bina, 8 Ekim 2001 günü Başbakan Bülent Ecevit'in katılımlarıyla hizmete girmiştir. Yazılımevi'nde özellikle, bilgisayar destekli eğitim, internet teknolojileri, ses, görüntü, çoklu ortam üretimleri, oyun yazılımları ve elektronik yayıncılık alanlarında faaliyet gösteren/ göstermek isteyen genç yazılımcılara geniş olanaklar sunulmaktadır. Açık ofis ortamı olarak planlanan alanda faaliyet göstermek isteyen yazılımcılara gerekli teknolojik altyapı sunularak, enerjilerini tamamen üretime verebilmelerine olanak tanınmaktadır. ODTÜ-HALICI Yazılımevi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin bilimsel ve teknolojik attmosferinde yüksek nitelikli fiziksel, sosyal, kültürel ve sportif bir çevre içinde yer almaktadır.

Bu bütünlük içinde; doğayla uyumlu iç mekanları, düşünsel ve sosyal iletişimi en üst düzeye çıkaracak şekilde tasarlanmış dolaşım ve servis alanları, dinlenme, araştırma, rekreasyon alanları, kafeterya, otopark v.b. olanaklarıyla, çalışanlarına mekansal bir zenginlik ve kalite sunmaktadır. 

Çeşitli servis ve dolaşım alanları ile birlikte toplam 4890 m² alana yayılan ODTÜ-HALICI Yazılımevi, 7200 m²'lik bir parsel üzerine oturmaktadır.

Bina, HALICI Şirketler Grubuna ait ofis, laboratuvar, yönetim, rekreasyon/dinlenme alanları ile yazılım firmalarına kiralanmış ofis alanlarından oluşmaktadır.

3100 m² lik bir büyüklüğe sahip kiralık alanlarda, kullanıcılara yalnızca çalışma mekanı değil, danışmanlık, pazarlama, sekreterya, güvenlik ve ortak kaynak kullanım olanakları da sunulmaktadır.


image

Söz konusu ofis alanları 33 m² 'den 900 m² 'ye kadar bölünebilme özelliğine sahiptir. Kullanım gereksinimleri ve mevcut duruma göre, kiralanan alanı büyütme olanağı da vardır. Bu durum, gelişmelerini hızla sürdüren firmalar için, taşınmak zorunda kalmaksızın, gereksinim duyulan mekansal esnekliği sağlamak açısından önemlidir.

ODTÜ-HALICI Yazılımevi'nde yurt içi ve yurt dışı kaynaklı büyük projeler için ortaklıklar oluşturulmakta, kimi özel alanlarda uzmanlaşmış kişi ve kuruluşların birikim ve kaynaklarının birleştirilmesiyle fiyat-zaman-kalite açısından rekabet üstünlüğü sağlanmaktadır. Microsoft ile birlikte açılan Halıcı Eğitim Merkezi içerisinde ulusal ve uluslararası seminer ve toplantılar düzenlenerek, hem yazılım teknolojilerindeki son gelişmelerin izlenmesi, hem de üretilmiş ürün ve insan kaynağının dış dünyaya tanıtılması sağlanmakta, genç mezunların sektöre kazandırılması konusunda eğitimler vermektedir.

Temel Atma Töreni

18 Haziran 1997

  • Prof. Dr. Sûha SEVÜK (ODTÜ Rektörü)        

    Prof.Dr.Sûha SEVÜK Prof.Dr.Sûha SEVÜK Üniversitemizin en büyük projelerinden biri olan ODTÜ Teknokent projesinin ilk binasının temel atma törenini onurlandırdığınız için teşekkürlerimi arz ederim.

    Tam on yıl önce başladığımız çalışmalar son yıllarda giderek hızlanmış ve bugün temel atma aşamasına ulaşmıştır. Günümüzde 250'si Avrupa'da olmak üzere toplam 800'den fazla Teknopark bulunmaktayken, ülkemizde bugüne kadar bir teknoparkın kurulamamasının bir çok nedenleri vardır. Bu nedenlerin başında teknolojik gelişmemizin belli bir düzeye ulaşamaması ve bilime, teknoloji ve araştırma geliştirmeye gerekli önemin verilmemesi gelmektedir. ABD'de 1956 yılında Stanfort Üniversitesi tarafından kurulan ilk araştırma parkı günümüzün silikon vadisi efsanesinin başlangıcı olmuştur. Avrupa'da bilim parkları, bilim merkezleri ve teknoparklar 70'li yıllarda hayata geçirilmiş, Uzak Doğu'da ve Japonya'da ise teknopoller 1980'li yıllarda kurulmuştur. Bu teknopoller şirketlerin oluşumunu ve büyümesini destekleyerek teknoloji gelişimini sağlamak, ülkenin ekonomik ve uluslararası rekabet gücünü artırmaktadır.

    ODTÜ Teknokent ne sağlayacaktır? Öncelikle bilgiye dayalı her türlü aktivitede üniversite desteği, bunların başında teknik konularda, finans, hukuk ve organizasyon sağlanarak pazar analizi ve iş planı konularında danışmanlık hizmetleri vermektedir. Üniversitemizin laboratuvar olanakları ve gelişmiş alt yapısı teknolojinin gelişimi için kullanılacak ve ayrıca Ar-Ge firmalarına yüksek standart, sosyal ve kültürel olanaklar sunulacaktır. ODTÜ olarak ise biz bu projeden daha etkin ve Üniversite-Sanayi işbirliği, daha çok araştırma, üniversitede yürütülen araştırmaların ekonomik değere dönüşmesi, iş arayan değil iş kuran mezunlar yetiştirilmesi ve tek cümleyle özetleyecek olursak üniversitemizin bilgi birikimini ve alt yapısını, ülkemizin uluslararası platformda rekabet gücünü artırmakta kullanmasını beklemekteyiz. Üniversitemiz Teknopark çalışmalarına 1987 yılında başladı. İlk yıllarında dünya örneklerini inceledi ve hem üniversite içerisinde hem de üniversite dışında Teknopark kavramını tanıttı, tartıştı.

    Prof.Dr.Sûha SEVÜK 1992 yılında hemen yanıbaşımızda olan ve kısaca TEKMER olarak bilinen ODTÜ KOSGEB Teknoloji Geliştirme Merkezini kurduk. 5. yılını tamamlayacak olan bu merkezde şu anda 25'in üzerinde şirket faaliyet göstermektedir. Ürüne dönük yeni bir teknoloji geliştirecek ya da uygulayacak küçük ölçekli genellikle de yeni kurulan şirketlere hizmet veren bu merkezde iki kişi olarak işe başlayıp üç yılda 200'ün üzerinde mühendis ve teknisyene iş sağlama potansiyeline ulaşan, ciroları 5-10 milyon doları aşan, Avrupa'dan Asya'ya kadar çeşitli yerlere ürün ve teknoloji ihraç eder duruma gelen firmalar bulunmaktadır. ODTÜ KOSGEB Teknoloji Geliştirme Merkezi'nin amacına ulaşmasının ve bir sonraki aşamaya olan gereksinimin çok açıkça görünmesiyle 1995 yılında ODTÜ Teknokent çalışmalarına hız verdik. Bir yandan Ankara'da bir Teknokent yapılabilirliği projesi, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı tarafından uluslararası bir uzman şirkete yaptırılırken öte yandan DPT'nin sağladığı destekle ODTÜ Teknokent kentsel tasarımı işi tamamlandı. Üniversitenin, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve TÜBİTAK ile müşterek çabaları sonucunda Teknoparklar Yönetmeliği yayınlandı ve nihayet bugün temelini atacağımız Teknokentin ilk binası olan ODTÜ-HALICI YAZILIMEVİ'nin sözleşmesi imzalandı. Halıcı grubu yönetim kurulu başkanı Sayın Emrehan Halıcı'ya mezunu olduğu üniversitemize duyduğu güven nedeniyle teşekkür ediyor ve kendisini ülkemizde bir ilke imza atarak gösterdiği cesaret için kutluyorum.

    Sayın Cumhurbaşkanım, son olarak sizlere ODTÜ Teknokent'in tümü hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Dört etapta tamamlanması planlanan Teknokent 80 hektar arazi içerisinde yaklaşık 200.000 metrekare kapalı alan içerecektir. Tümü tamamlandığında büyük bir çoğunluğu araştırmacı yaklaşık dört bin kişinin çalışacağı bir bilim parkı oluşacaktır. Teknokent'te yazılımın yanında elektronik, telekomünikasyon, savunma sanayi, ilaç ve kimya, biyoteknoloji başta olmak üzere otomotiv, makina, gıda, tekstil ve toprak ürünleri de potansiyel teknolojiler ve sektörler olarak düşünülmektedir.

    Sayın Cumhurbaşkanım, sizin de belirttiğiniz gibi bu ülkenin işçisi, işvereni, çiftçisi, üniversitesi, kurum ve kuruluşları çalışmakta, çabalamakta ve görevlerini yapmaktadırlar. Ülkemizde gözlenen gergin sosyal ortam ve siyasal iktidarsızlık aşıldığı takdirde insanlarımızın bu çabalarının çok daha verimli sonuçlar vereceğine inanıyoruz. Bu bunalımlı dönemin sizin basiretli yönetiminizle demokratik süreçler içinde en kısa zamanda aşılacağını ümit ediyorum. Bu ümit ve inançla sözlerime son verirken ülkemizin ilk Teknokentinin ilk binasının temelini siz sayın Cumhurbaşkanı ve değerli konuklarla birlikte atmaktan duyduğumuz onur ve mutluluğu belirtiyor, saygılarımı arz ediyorum.

  • Emrehan HALICI

    Emrehan Halıcı Bizim için çok anlamlı bir gün. Bugün burada bilgi çağını yakalama, bilgi toplumu olma yolunda önemli bir adım atılıyor. Yıllardır üzerinde düşündüğümüz projeler, ürettiğimiz üniversite sanayi yolunda atılan çok somut çok ciddi bir adımdır. Türkiyenin bir çok ilkine imza atmış olan ODTÜ bugün burada bir ilke daha imza atıyor ve 'Türkiyenin ilk Teknokenti' 'Türkiyenin ilk Teknoparkı' bugün burada huzurlarınızda ODTÜ'de kuruluyor. Bu konuda büyük çabalarından ötürü çok çalışkan ve ileri görüşlü rektörümüz Prof.Dr. Sayın Süha Sevük beye, ODTÜ yönetimindeki değerli hocalarımıza, bakım yöneticilerine ve projemizin mimarı sayın Semra Teber hanımefendiye huzurlarınızda teşekkürlerimi sunuyorum.

    Sayın Cumhurbaşkanım, birazdan yüksek müsadenizle temelini atacağımız ODTÜ-Halıcı Yazılımevi tek başına ve ticari olarak ele alındığında çok kârlı bir yatırım olarak gözükmeyebilir, bu yatırım olsa olsa beni ve çalışma arkadaşlarımın bir çoğunu mezun eden ve çok şeyler borçlu olduğumuz çok kıymetli üniversitemize ödenmeyecek borçlarımızın hiç olmazsa bir kısmını ödeme fırsatını veriyor bizlere. Çünkü, üniversite endüstriye, endüstri de üniversiteye yaklaştıkça verimlilik ve üretkenlik artıyor. Bilim ve teknolojiyle uğraşan kişi, kuruluşlar içiçe ve yanyana olduğu zaman bilgi paylaşımı artıyor, dayanışma sağlanıyor. İnsan, zaman ve para gibi kaynakların israfları önlenmiş oluyor.

    Sayın Cumhurbaşkanım, büyük Türk insanı son yıllarda bunların arasına beyin gücü, akıl, zeka ve bilgi teknolojileryle girmiş olmasından büyük bir mutluluk ve güven duyuyoruz. Yazılım ve Ar-Ge'nin teşvik kapsamına alınması, fikir ve sanat eserleri kanununun çıkması ve Türkiyenin yurt dışında özellikle Türk Cumhuriyetleri'nde çok büyük yazılım projelerini takip ediyor hale gelmesini zâtıâlinize borçluyuz. Sektörümüzü temsilen birçok kez bizleri kabul buyurdunuz, birçok toplantımıza şeref verdiniz ve bu toplantılarda bize yeni bir dünya düzeninden bahsettiniz, bilginin ve bireyin önemini öğrettiniz. Dış dünyayı örnek almamızı onlarla ilişkiler kurmamızı, çok çalışmamızı ve girişimci bir ruhla yatırımlar yapmamızı emrettiniz. Biz de seve seve bu emirlerinizi yerine getirmeye çalışıyoruz.. Çünkü Türkiye'nin genç, akıllı, zeki ve yeniliğe açık bir insan potansiyeli bu emirleri, bu idealleri, bu hedefleri bekliyor. Lütfen bizlere yeni hedefler göstermeye devam ediniz.

    Hepinizin bildiği gibi yazılım, çevre dostu bir endüstri. Atıklar ve kirliliklere yazılım endüstrisinde rastlanmıyor ve yazılımcı arkadaşlarımızın çoğu doğaya, çevreye, insana saygı ve sevgi dolular. Biz burada ODTÜ-Halıcı Yazılımevi'nde çok kıymetli üniversitemizin bir çok artıları ve bir çok güzelliklerinin yanı sıra da bu doğa güzelliklerini yazılımcıların yaşamlarına sunmayı amaçlıyoruz. Maviyle yeşilin birleştiği gibi üniversiteyi ve sanayi'yi buluşturmayı planlıyoruz. Üniversitemizin insan gücünü, bilimsel atmosferini, merak eden, düşünen ve araştıran öğretilerini, endüstri kuralları çerçevesinde planlama, üretim, pazarlama ve finans disiplinleriyle kaynaştırmayı planlıyoruz. Şu an bu duygularla ben ve arkadaşlarım çok ama çok heyecanlıyız. Aslında teşekkür etmek istediğimiz başta ailem olmak üzere sevgili babam, değerli arkadaşlarım ve dostlarım olmak üzere bir çok teşekkür edeceğim kişiler var ama müsaade ederseniz bunları daha da önemli olan açılış gününe saklamak istiyorum. Ve bu mutlu günümüzde bu heyecanımızı açılış günümüzde de sizlerle paylaşabilmeyi temenni ediyor, ilgi ve desteklerinizden ötürü hepinize derin şükranlarımı arz ediyorum.

  • SÜLEYMAN DEMİREL (Türkiye Cumhuriyeti 9. Cumhurbaşkanı)

    Süleyman Demirel Hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Geçen kırkbir sene zarfında TBMM'nin bahçesinden başlayarak buraya kadar gelen bu büyük kurumun Türkiye'nin gözbebeği olan, gururu, iftiharı olan bu kurumun bu hale gelmesinde emeği geçen herkese huzurunuzda teşekkür ediyorum. Otuz sene evvelki rektör Sayın Prof. Erdal İnönü'yü otuz sene sonraki hislerini söylemek üzere mikrofona davet ediyorum, buyrun...

    (Sn. Erdal İnönü'nün konuşması ardından) 

    Bozkırdan yeşile... bu Türkiye Cumhuriyetinin kavgasıdır. Yeşilse bereketi ve ümidi temsil eder. Binaenaleyh bizim kavgamız uygarlık kavgası idi. Bu kavganın kökeninde berekete ve ümide ulaşmak vardı. Hiç kaybetmemek şartıyla ümide ve 73 senede Türkiye Cumhuriyeti'nin başarıp geldiği seneler birbirinden güzeldir. Geleceğe olan ümidimizi daha çok takviye etmiştir. Devletimize, demokrasimize olan ümidimizi güçlendirmiştir.

    Bugünkü bozkırdan yeşile mücadelemizde cehaletten bilime olan bölümü söylemek istiyorum. Cehaletten bilime olan mücadele insanoğlunun doğduğu günden beri mevcut olan bir mücadeledir. Değişerek gider ve gelişen bir iştir, yenilenerek giden bir iştir, gerisinde kalmamak lâzımdır, gerisinde çok çabuk kalınabilir. Eğer ne olup bittiğinin farkında olunmazsa o zaman işte çağın gerisinde olmak hadisesi olabilir. Çağın gerisinde olmak kolay bir iş değildir. Çağla yarışabilmenin yeri bilim ve teknolojiyi kurmakta başlar. İşte bu sebepledir ki Orta Doğu Teknik Üniversitemiz bir çok bilim kurullarımız gibi çağla yarışmanın tam içindedir. Geçen 41 sene zarfında çok güzel mezunlar yetiştirmiştir. Evvela üniversitenin eğitim, öğretim ve bilim kadrolarını yetiştirmiştir. Ve üniversitenin başlangıcını biz biliyoruz. Ondan sonra gelişmelerine çeşitli vesilelerle katkımız olmuştur. Ve üniversite üzerinde gözümüzü tutuyoruz., muhafaza ediyoruz. Gözümüz bu üniversitenin üzerindedir, bütün üniversitelerimizin üzerindedir. Hepsinin birbiriyle yarışmasını istiyoruz, hepsinin birbiriyle daha güzel neticeler vermesini istiyoruz. Ülkenin her köşesine bilim ve teknolojiyi, kültür ve sanatı ve sporu yaymak istiyoruz. Ve bilim, teknoloji, kültür, sanat ve sporun sadece büyük şehirlerimizin tekelinde olmasını istemiyoruz. Bu gayretleri amansız bir şekilde sürdürüyoruz, bundan netice alacağız. Şimdi ODTÜ, bakınız sayın rektör burada neler söyledi, ona çok iyi kulak vermek lâzım. Senelerden beri söylediğimiz şudur; bu ülkenin yüksek öğretim ve eğitim müesseseleri halkıyla kucaklaşmış olmalıdır. Onun içindir ki sanayi ile kucaklaşmış teknik üniversiteler bugün mevcut olan bütün teknik üniversitelerimizin hepsinin kaygısıdır ve üniversitelerimizin hepsi aynı kaygı ile birbirleriyle yarışmaktadır.

    Süleyman Demirel İki tane yeni teknoloji enstitüsü kuruyoruz. Yüksek teknoloji enstitüsü bunlar. Kuruyoruz derken başlangıçtayız, ama netice alacağız. Birisi İzmir'de, birisi Gebze'de. Bu ayın 26'sında Gebze'de de aynen böyle bir teknoparkın temelini atacağız. İstanbul Teknik Üniversitesi bir teknopark yapıyor, İzmir Üniversitesi bir teknopark yapıyor. Binaenaleyh teknopark dediğimiz gerçekten 20. asrın kurumudur. Yazılım dediğimiz de öyledir. Yani Türkiye elektrikte olduğu gibi, telefonda olduğu gibi medeniyetin 40 sene gerisinden değil medeniyetin içinde onunla beraber ona katkıda bulunarak yoluna devam edecek.

    ............ Türkiye'ye gönül veren herkesi sevindirecektir. Ben bunun kurulmasını istiyorum onun için geldim ve burada şimdi bir tesisin temeli atılıyor, bunlar çoğalacaktır. Düşünün 4 bin tane çoğu teknisyen olan, mühendis olan, bilim adamı olan bu ülkenin gençlerinin, bu ülkenin insanlarının bu mekanda çalıştığını düşünün, üretim için çalıştığını düşünün, ilerleme için çalıştığını düşünün ne kadar büyük bir güçtür. İşte bunun sevincini duyuyoruz. Nasıl ki bozkıra şu üniversitenin temelini atıp onu bu hale getirdiysek şimdi bir kademe daha ileriye doğru gideceğiz ve Türkiyenin ilerlemesi hiç bir şeye endeksli değildir. Yani o bu şarta, şu şarta, o şarta bağlı değildir. Sosyal gerilim, siyasi iktidarsızlık falan bunlar tabi çok ciddi şeyler fakat Türkiye kalkınmasını buna endekslememelidir. Bilim adamlarımız bunları düşünecektir gayet tabi, onlara nasıl olsa bir çare bulunur, siz yolunuza devam edin benim size söyleyeceğim odur ve bu ülke büyük bir ülkedir sonuna kadar olan sorunların hepsini aşmıştır. Şimdi önünde duran sorunları da aşar, yalnız bunlar durursa o sorunları aşamayız yani bunlar yürümeli ki o sorunları aşalım. Sorunları azaltacak olan Türkiye'nin kalkınmasının kesintiye uğramadan yürümesidir, zorlukları vardır ama bu zamana kadar meydana getirilen herşey zordu. Meydana getirdik geliyoruz.

    Bu tesis hayırlı olsun Emrehan Halıcı'yı tebrik ediyorum. Bu arada benim değerli arkadaşım eski senatörüm, sayın Feyzi Halıcı'yı da tebrik ediyorum. Gerçekten Emrehan Halıcı çağın bu fevkalâde önemli, teknoloji konusunda çok başarılı olmuştur. Biz de zaman zaman kendisinden çok yararlandık, yararlanmaya da devam ediyoruz. Bir tebrik daha sanıyorum ki söylemem lazım, bu üniversitenin yetiştirdiği bir genç olarak üniversiteyi tebrik ediyorum ayrıca Emrehan Halıcı'yı kendi yetiştiği bu üniversitenin teknopark gibi bir tesisini yapmak gibi bir mutluluğa ulaştığı için ayrıca tebrik ediyorum. Bu müessesenin bu kurumun yetiştirdiği gençlere Emrehan Halıcı'yı ve burada yaptığı tesisi örnek olarak gösteriyorum. Siz de yapabilirsiniz. Ha gayret...

    Hepinizi sevgiyle selamlıyorum, hayırlı olsun.

  • ERDAL İNÖNÜ (ODTÜ Eski Rektörü)

    Erdal İnönü Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Rektör, değerli konuklar, sevgili öğrenciler, değerli arkadaşlarım, Sayın Cumhurbaşkanı bana büyük bir sürpriz yaptı. Bu sürprizin değerini çok iyi biliyorum onun için fazla istismar etmek istemiyorum. Ama aslına bakarsanız gerçekten biraz evvel benim de aklımdan şöyle birşey geçiyordu. Otuz sene evvel veya daha önce buraya ilk geldiğimizde burası bir bozkırdı. Hatta bir törende babam şöyle baktı etrafına "Bu bozkırda başarı sağladınız" dedi. Bu bozkır o zaman bizim hep önümüzdeydi ve o zamanki rektörümüz Sayın Kırdaş -kendisini saygıyla anıyorum- bu bozkırı bu orman haline getirmek için gece gündüz uğraşıyordu. Ben de o zaman bir öğretim üyesi, araştırmayı seven birisi ve bir an evvel dünyanın bilim alanında ilerde görünecek bir kurumu haline gelmek için uğraşmasını istediğim üniversitenin böyle ormanlarla filan uğraşmasını zaman kaybı diye görüyordum. Birçok arkadaşım da öyle görüyordu. Fakat zaman, Sayın Kırdaş'a ve tabi onunla beraber gayret gösteren bütün arkadaşlarımıza hak verdi ve bugün bu güzel ormanda biraz evvel Sayın Halıcı'nın yazılımcılara yeni ilhamlar getirecek bir ortamı takdim etmesine imkan sağladı. Ama tabi ondan sonra yapılacak şey, ormanda yaşamak çok güzel ama, birşeyler yapmak, üretmek, bilgi üretmek ve gene asıl üniversitenin temel görevini yapmak şarttır. Ve onun tabi ODTÜ bugünlerden başlayarak yapmaya devam ediyor ve şimdi Sayın Rektör çok mutlu ki, bizler de onunla çok mutluyuz. Üniversitenin dünya bilim alemine ve şimdiki dünya bilgi toplumuna doğrudan doğruya birinci sınıf düzeyinde katkı yapacak bir noktada olmasını görüyorum. Şimdi yapılacak şey işte burada dünyanın birinci liginde oynamak. Tabi bunu yapacak gençlerimiz var, bunu yapacak umutlarımız düşüncelerimiz var, bütün mesele bunları biran önce ortaya çıkarmak gerçekleştirmek. Şimdi burada bütün arkadaşlarımıza bu hedefi bir defa daha tevazuyu elden bırakmadan göstermek istiyorum. Dünyanın en ön saflarında -yazılım alanındaki- bize yer vermelerini bekliyorum, hep beraber bekliyoruz.

    Sayın Cumhurbaşkanıma tekrar saygılarımı sunuyor, bütün arkadaşlara sayın rektör başta olmak üzere başarılar diliyorum.

Açılış Töreni

08 Ekim 2001

  • Açılış Töreni Hakkında

    Açılış Töreni Türkiye'nin ilk "Teknopark" yatırımı olan ODTÜ-HALICI YAZILIMEVİ'nin açılışını Başbakan Sayın Bülent Ecevit onurlandırdı.

    Tören 8 Ekim 2001 Pazartesi günü saat 14.00'da ODTÜ Rektörü Sayın Prof.Ural Akbulut'un ve Sayın Emrehan Halıcı'nın yaptıkları açış konuşmalarıyla başladı.

    Açılış törenine Başbakan Ecevit'in yanı sıra ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, Maliye Bakanı Sümer Oral, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu, Devlet Bakanı Nejat Arseven, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu ile milletvekilleri ve öteki ilgililer katıldı.

  • Başbakan Sayın BÜLENT ECEVİT'in Yaptığı Konuşma        

    BÜLENT ECEVİT BÜLENT ECEVİT "Sayın Rektör, ODTÜ-HALICI İşbirliği'nin Değerli Üyeleri, Sayın Öğretim Üyesi ve Konuklar, Değerli Öğrenciler;

    Benden önce konuşan Rektör Ural Akbulut ve Emrehan Halıcı'nın konuşmalarını takdirle dinledim. Sayın Halıcı'nın insan ve teknoloji ile ilgili değerlendirmelerinden çok yararlandım. Kendilerini kutluyorum.

    Orta Doğu Teknik Üniversitesi Teknokent'inde ODTÜ-HALICI Yazılımevi'nin açılışına katılmaktan kıvanç duyuyorum.

    Bugün, burada "Türkiye'nin Bilgi Toplumuna Dönüşmesi" yolunda önemli bir adım atılıyor. Bu adım bilim ve bilgiyi, teknolojiyi ve sanayii buluşturacaktır. Bu etkinliklerin uyumlu çalışmasına yol açacaktır. Ülkemizin uluslararası alandaki gücünü artırmak için teknolojik düzeyimizi yükseltmek zorundayız. Verimliliği artırmak, ürün kalitesini yükseltmek ve üretim maliyetlerini düşürmek üzere üretim yöntemlerinde atılımlar yapmalıyız. Bunu başarmamız, üniversite-sanayi işbirliği geliştirmemize ve AR-GE'ye vereceğimiz öneme bağlıdır.

    Üniversitedeki gelişmiş insan gücünün ve altyapı olanaklarının ekonomik değere dönüştürülmesini sağlamak, küresel rekabette başarı kazanmanın temel koşullarından biridir. Bu nedenle gelişmiş ülkeler yıllar önce Teknoparklar, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri kurdular, AR-GE'ye yatırım yaptılar ve karşılığını aldılar. Biz de daha çok gecikmeden aradaki farkı kapatmalıyız. Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde kurulan Türkiye'nin bu ilk Teknoparkı'nı, kısa sürede diğerlerinin izleyeceğini umarım.

    AR-GE'yi, bilişim teknolojilerini ve yazılım üretimini desteklemeye önem vermek zorundayız. 26 Haziran 2001 tarihinde çıkarmış olduğumuz "Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasası" ile bu tür girişimleri destekleme kararı almış bulunuyoruz. Bildiğiniz gibi, bu yasa AR-GE ve yazılım üretimi yapan şirketlere 5 yıl süreyle vergi bağışıklığı sağlamakta ve öğretim üyelerine bu bölgelerde çalışma ve şirket ortağı olma izni tanımaktadır.

    10-12 Nisan 2002 tarihleri arasında toplanacak Bilişim Şurası, bu konulardaki plan ve stratejilerimizin belirlenmesi açısından önemli bir fırsattır. Bu fırsatı gereğince ve ivedililikle değerlendirmemiz, Avrupa Birliği'nde tam üyeliğe geçişimizi de kolaylaştıracaktır.

    Bilgi toplumuna dönüşme ve e-Türkiye projesini gerçekleştirme hedefleri için gerekli yapısal düzenlemelerin ve somut adımların ele alınacağı Bilişim Şurası'na tüm ilgililerin katkıda bulunacaklarına güveniyorum."

  • Projeyi Başlatan ve Hayata Geçiren Sayın EMREHAN HALICI'nın Yaptığı Konuşma

    EMREHAN HALICI EMREHAN HALICI "ODTÜ-HALICI Yazılımevi'nin açılış töreninin böyle coşkulu bir biçimde gerçekleşiyor olmasından büyük bir mutluluk duyuyorum.

    Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmek üzere hayal kurarak başladığımız bu projenin başarıyla tamamlanmasında desteği, katkısı ve emeği olan herkese ve özellikle rektörümüz Sayın Ural Akbulut'a, bir önceki rektörümüz Sayın Süha Sevük'e, üniversitemizin ve ODTÜ Vakfı'nın değerli yöneticilerine ve mimar Semra Teber hanımefendiye teşekkürlerimi sunuyorum.

    Bilişime, üniversite-sanayi işbirliğine ve teknoparklara gösterdikleri ilgi ve destekten dolayı Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit'e, Başbakan Yardımcılarımız Sayın Mesut Yılmaz'a ve Sayın Devlet Bahçeli'ye, bütün bakanlarımıza, parlamentodaki tüm partilerimize ve milletvekillerine ve konuyla ilgili üstün çaba sarfeden Sanayi ve Ticaret bakanımız Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu'na teşekkürlerimi arzediyorum.

    Bu bir bilgi ve teknoloji projesi. Bilgi Toplumu için örnek bir proje. Ancak Bilgi Toplumu'na uzanan yollarda ciddi riskler ve tehlikeler de var. Teknoloji geliştikçe ve yaygınlaştıkça, İnsanla makina arasındaki etkileşim ters yönde işlemeye başlıyor. Neredeyse özne ve nesne yer değiştiriyor. e-dünyayı (yani elektronik dünyayı) daha çok refah, daha çok mutluluk ve daha çok özgürlük için isterken, kimilerimiz bilerek ya da bilmeyerek insanları e-dünyanın köleleri haline getirmeye çalışıyor. Gerçek dünya yerine sanal dünyalar tasarımlanıyor, insanlar bu sanal ortamlara yönlendiriliyor. Biz daha yetenekli bilgisayarlar, makineler, robotlar üretmek için insan modelini örnek alarak, onları insana benzetmeye çalışırken, ne yazık ki biz onlara benzemeye başlıyoruz. Bilgisayarlar gibi "0" ya da "1" lerle düşünen, sonsuz sayıdaki ton farkını dikkate almadan herşeyi siyah ya da beyaz diye algılayan insanlar. Mekanikleşen, adeta robotlaşan insanlar...

    Beyinlerde ne kadar bilgi olursa olsun, kalplerde sevgi olmadığı müddetçe insanların mutluluğu ve dünya barışı bugünlerde olduğu gibi tehlikeye girebiliyor.

    Üniversitelerin teknoparklara katkısı sadece bilgi ve teknolojiyle sınırlı değil. En az bunlar kadar önemli olarak, üniversiteler teknoparklara sosyal bir boyut katıyor. Bireysel, ulusal ve küresel sorumlulukların ve etik değerlerin sürekli vurgulandığı ve sorgulandığı bu atmosfer, bizleri yanlışlardan ve biraz önce söz ettiğim tehlikelerden korumaya çalışıyor.

    Ben bir ODTÜ'lüyüm. Gurur duyduğumuz üniversitemizin bize öğretmeye çalıştığı çok şey var:

    Üniversitemiz bize merak etmeyi, araştırmayı, özgürce soru sormayı öğretiyor,

    Üniversitemiz bize hem tartışabilmeyi hem de uzlaşabilmeyi, hem yarışmayı hem de dayanışmayı öğretiyor,

    Üniversitemiz bize insana, doğaya ve yasalara saygılı olmayı öğretiyor.

    Üniversitemiz bize bilgiyi ve teknolojiyi öğretiyor, ama bunların hepsinin insan için var olduğunu, insana ve insanlığa birinci önceliği vermemiz gerektiğini öğretiyor.

    Üniversitemiz bize iyi düşünmeyi, düşündüklerini yapmayı, yaptıklarıyla gurur duymayı öğretiyor.

    Tıpkı bu projede olduğu gibi...

    Bizler üniversitemize çok ama çok şeyler borçluyuz.

    Ben, ODTÜ-HALICI Yazılımevi'ni hiçbir zaman bitmeyecek bu borcun ödenmesi için küçük bir fırsat olarak değerlendiriyorum. Şimdi arkadaşlarımın önünde yeni bir hedef var. O da bilişim ve yazılım sektörü olarak küresel pazardan pay almak ve ülke ekonomisine ciddi girdiler sağlamak. Böylelikle ülkemize olan borçlarımızın da ödenmesi için fırsatlar yaratmış olabiliriz.

    Sayın Başbakanım, değerli konuklar. Sizlerin güven ve desteğiyle bu hedefin de kısa sürede gerçekleşeceğine bütün kalbimle inanıyor, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum".

  • ODTÜ Rektörü Sayın Prof. Dr. URAL AKBULUT'un Yaptığı Konuşma

    URAL AKBULUT URAL AKBULUT Sayın Başbakanım, Sayın Bakanlar
    Değerli Konuklar,
    Sayın Basın Mensupları.

    Ülkemizin ilk Teknopark yatırımı olan ODTÜ-HALICI Yazılımevi'nin açılış törenine hoş geldiniz.

    Teknoparkların temel amacı; ileri teknoloji kullanan ve üreten şirketlerin oluşumunu ve büyümesini desteklemek, teknolojik gelişimi sağlayarak, ülkenin ekonomik ve uluslararası rekabet gücünü artırmaya katkıda bulunmaktır. Bu hedefe ulaşabilmek için, Teknoparklar aracılığı ile yüksek teknoloji geliştiren şirketlere Ar-Ge çalışmalarını yürütebilecekleri ortam ve destek sağlamak ve Üniversite-Sanayi işbirliğini en üst düzeye çıkarmak gerekmektedir.

    Her yıl, çeşitli konularda yüzlerce araştırma yürütülen Üniversitemizde kurulan ODTÜ-Teknokent, üniversitedeki araştırmaların ekonomik değere dönüşmesini sağlayarak ülkemizin ekonomik gelişimine katkıda bulunacaktır. ODTÜ-Teknokent ile Üniversitemizin laboratuvar olanakları ve araştırma altyapısı, teknolojinin gelişimi için kullanılacak, yazılım ve Ar-Ge firmalarına, sunulan yüksek standartlara sahip mekan, laboratuvar ortamı, sosyal ve kültürel olanaklar ülkemizin gelişmesine hız verecektir.

    ABD'de 1956 yılında kurulan ilk Teknopark, günümüzün Silikon Vadisi Efsanesinin başlangıcı olmuştur. Teknoparklar, Avrupa'da Bilim Parkları, Bilim Merkezleri ve Teknopoller adı altında 1970'li yıllarda hayata geçirilmiş, Uzak Doğuda ve Japonya'da ise, teknoparklar 1980'li yıllarda kurulmuştur. Günümüzde, 250'si Avrupa'da olmak üzere toplam 1000 dolayında Teknopark bulunmaktayken, Ülkemizde ilk Teknoparkın faaliyete başlamasının bu kadar gecikmesinin birçok nedeni bulunmaktadır. Bu nedenlerin başında, teknolojik gelişimin istenilen düzeye ulaşamaması, bilime, teknolojiye ve Ar-Ge çalışmalarına gereken önemin verilmemesi, Teknoparklara yönelik yasal düzenlemelerin gecikmesi sayılabilir.

    Bu yıl hükümetimizin öncülüğü ile, TBMM'de 26 Haziran 2001 tarihinde kabul edilen, 4691 nolu "Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu" ile çok büyük bir boşluk doldurulmuş ve bu konuda ülkemizin önü açılmıştır.

    Bu bağlamda, başta sayın Başbakanımız olmak üzere, yasanın hazırlanışından Meclise sunulmasına kadarki süreçte üniversitemizin görüş ve katkılarını değerlendiren, Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza ve bakanlık mensuplarına, Teknokentimizi ziyaret ederek incelemelerde bulunan, görüşlerimizi alan TBMM'nin Plan-Bütçe ile Sanayi Komisyonları sayın üyelerine, yasanın çıkmasını hızlandıran Hükümetimize ve yasayı oybirliği kabul eden TBMM'nin sayın üyelerine şükranlarımı sunarım.

    Üniversitemizde 1987 yılında başlayan Teknopark kurma çalışmaları, bu kavramın kamuoyuna tanıtımı ve ön fizibilite çalışmalarının yapılması ile sürdürülmüştür. Bu çalışmalar sonunda 1992 yılında KOSGEB ile birlikte kısaca ODTÜ-TEKMER olarak bilinen ODTÜ-KOSGEB Teknoloji Geliştirme Merkezi kurulmuştur.

    ODTÜ-TEKMER'den edinilen deneyimlerle 1995 yılından itibaren çalışmalarımız hızlanmış, fizibilite çalışmaları tamamlanmış ve alınan olumlu sonuçlardan sonra "ODTÜ-TEKNOKENT" adını alan projeye başlanmıştır.

    Üniversitemiz, 1998 yılında Sanayi Bakanlığından ODTÜ-Teknokent'i kurma izni almış ve aynı günlerde de ilk Ar-Ge binasını inşa etmek üzere çalışmalarına başlamıştır.

    Bu süreç içinde, 1996 yılında, özel sektörün girişimci ruhunun güzel bir örneği olarak, Halıcı Şirketler Grubu kendi binalarını yaparak Teknokent'te yer alma hazırlıklarını başlatmıştır. Henüz Teknoparklarla ilgili bir yasa çalışması bile olmadan bu projeye bir ODTÜ'lü olarak hiçbir ticari amaç gütmeden gönül veren ve çalışmalarımıza hız kazandıran Sayın Emrehan Halıcı'ya katkılarından dolayı huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.

    Geçtiğimiz yıl, 3 Temmuz'da açılışını yaptığımız ODTÜ-Teknokent ODTÜ İkizleri binası ile ülkemizde ilk kez bir Teknopark Ar-Ge birimini hizmete sunmanın gurur ve sevincini yaşadık. Bugün, Sayın Başbakanımızın yüksek huzurlarıyla açılışını yaptığımız Türkiye'nin ilk Teknopark yatırımı olarak 1997 yılında temeli atılan ODTÜ-Halıcı Yazılımevinin hizmete girmesi ile, üniversitemiz inkubatörden Teknokent'e uzanan yolun bir halkasını daha tamamlamış olacaktır. Ülkemizde nitelikli teknoparkların ve kullanıcılarının sayısının hızla artmasını diliyorum.

    ODTÜ-Halıcı Yazılımevi ve daha önce hizmete giren ODTÜ İkizleri Ar-Ge Binası ile ODTÜ-Teknokent, toplam 12.000 m² Ar-Ge alanı ve içinde barındırdığı 33 kuruluş ile %100 doluluk oranına ulaşmıştır.

    ODTÜ-Teknokent'e gelen yoğun talep doğrultusunda, yaklaşık 10.000 m² kapalı alanı olan ve projeleri tamamlanan, yeni bir Ar-Ge Binası'nın temelini bir ay içinde atmayı planlıyoruz.

    ODTÜ-Teknokent'te kurulması düşünülen Bilim ve Teknoloji Müzesi ile ilgili ön araştırmalara ve mimari proje çalışmalarına da başlanmıştır. ODTÜ Teknokent gelişme alanı içinde kalan bölgede, Açık Hava Müzesi, Gölet ve Botanik Parkı ile birlikte projelendirilen yapının, teknoloji ile doğa arasındaki ilişkiyi yorumlaması amaçlanmaktadır. Tematik alt bölümlere ayrılan müze programı içinde, M.Ö. 3500 yıllarından günümüze kadar gelişen bilim ve teknolojinin araştırmacılara ve halka sunulması hedeflenmektedir. Kolleksiyonunu oluşturmağa başladığımız Bilim ve Teknoloji Müzesi de sizlerden gelecek destek ve katkılar ile ülkemize kazandırılacak, genç nesillerin ufkunu açacak önemli bir eser olacaktır.

    Tümü dört etapta tamamlanacak ODTÜ-Teknokent 70 hektar arazi içerisinde yer alacak ve yaklaşık 200.000 m² kapalı alanı içerecektir. Tümü tamamlandığında, büyük bir çoğunluğu araştırmacı yaklaşık 4 bin kişinin çalışacağı bir Teknokent oluşacaktır.

    ODTÜ-Teknokent'te; yazılımın yanında, elektronik, telekomünikasyon, savunma sanayii, ilaç ve kimya, ileri malzemeler, biyoteknoloji başta olmak üzere, otomotiv, makina, gıda ürünleri de potansiyel teknolojiler ve sektörler olarak düşünülmektedir.

    Kısa sürede ODTÜ-Teknokent'te yeni Ar-Ge şirketlerinin de faaliyete geçmesi ile yaratılacak ‘sinerji' Teknokent'te yer alan kuruluşlara önemli bir gelişme ve uluslararası rekabet ortamı yaratacaktır.

    ODTÜ-Teknokent'te sürdürülecek çalışmalar sayesinde ülkemiz, bilim ve teknolojideki yeniliklerin izleyicisi olmaktan çıkıp, yeniliklere katkıda bulunan ve teknoloji yaratan bilgi ve beceri düzeyine erişecektir.

    ODTÜ Halıcı Yazılımevi'nin ve ODTÜ Teknokent'in, ülkemiz ve insanlık için yararlı olmasını diliyorum.

  • Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın A. KENAN TANRIKULU'nun Yaptığı Konuşma

    URAL AKBULUT Sayın Başbakanım, Değerli Konuklar, Sayın Basın Mensupları,

    Sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ülkelerin rekabet gücü, teknolojilerin üretime aktarılmasına bağlı olduğundan, yeni teknolojilerin hızla yayılmasını kolaylaştıracak kurumsal yapı ve ilişkiler büyük önem kazanmaktadır.

    Girişimciliğin ve teknoloji geliştirmeye dönük düşüncelerin hayata geçirilmesi ve ekonomik değeri olan ürünlere dönüşebilmesi, parasal kaynaklar kadar teknik imkanlara da bağlıdır. Sanayi ve ticaret bakanlığı, bu bilinçle teknoparkların kurulup, etkin bir şekilde işletilmesi için çok önemli katkılar yapmıştır. 26 haziran 2001 tarihinde kabul edilen "teknoloji geliştirme bölgeleri kanunu" bu amaca hizmet verecek faydalı bir mevzuat altyapısını oluşturmuştur. Ülkemizin ihtiyacı olan teknolojileri edinmek, özgün ürün tasarımlarına ve üretim teknolojilerine ulaşmak, iyi işleyen bir ar-ge sistemi kurmak ve sanayimizin teknolojik alt yapısını oluşturmak gibi çok önemli gelişmeler sağlayacak olan bu çalışmamızın, kısa sürede yasalaşması şahsım için ayrı bir mutluluk vesilesi olmuştur.

    Gelişmekte olan ülkeler için teknolojik değişimin önemi sanayileşmiş ülkelere kıyasla çok daha büyüktür. Bunun en önemli nedenlerinden biri, teknolojinin kendiliğinden gelişmemesi ve geliştirildiği ülkenin veya çevrenin sosyoekonomik özelliklerini taşımasıdır. Dolayısıyla, sadece teknoloji ithali ile sanayileşme süreci tamamlanamamaktadır. Teknolojik yeterliliğin oluşturulması yanında, dünya ve ülke konjonktürüne göre sürekli değişen sosyoekonomik şartların üretim sistemlerine uyarlanması gerekmektedir.

    Sanayileşme ve teknoloji ilişkisi dikkate alındığında, sanayileşmenin temelinde milli teknoloji birikiminin ve teknoloji yaratma çabalarının olduğu görülür. Son yirmi-otuz yılda, gelişmekte olan bazı ülkelerin teknolojik kapasitelerini artırmadaki başarılarına bakılacak olursa, teknoloji üretiminin sadece gelişmiş ülkelerin üstesinden gelebilecekleri bir başarı olmadığı görülebilir. Bunlar aynı zamanda, gelişmekte olan ülkelerin yalnızca teknoloji transferi yoluyla üretim yapabilecekleri iddiasını da ortadan kaldıran örneklerdir. Hatta gerekli parametrelerin bulunması durumunda, belirli alanlarda başarılı birer teknoloji ihracatçısı olabileceklerinin örnekleri de mevcuttur.

    Bilim ve teknolojinin biri birini karşılıklı ve olumlu yönde etkileyen bir özelliği vardır. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler ekonomik gelişmeyi hızlandırmakta, bu da genel olarak toplumun refahını artırmaktadır. Ülkelerin bilim ve teknolojideki üstünlükleri ekonomik, askeri ve kültürel bir üstünlüğü de beraberinde getirmektedir.

    Rekabet gücünün kriterleri zaman içinde değişmektedir. Teknoloji bu kriterler arasında önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, önemli yer tutan başka kriterlerde vardır, bunlar da: yönetim tarzı, insan unsuru ve ileri sistemlerdir. Yüksek rekabet gücüne sahip şirketlerin, bu başarıyı nasıl elde ettikleri incelendiğinde, bazı ortak özelliklere sahip oldukları görülür. Bu özellikler sayesinde rekabetçi şirketler:

    1. Pazardaki eğilimleri vaktinde yakalayarak,

    2. Yeni pazarlar yaratan ürünler geliştirerek,

    3. Bu ürünleri yüksek kalite ve düşük maliyetle üreten prosesleri geliştirerek,

    4. Dinamik, esnek ve etkin yöntemlerle bu ürünleri en müşkülpesent müşterilere dahi satarak, rakiplerini geride bırakmaktadırlar.

    Gelişmiş endüstriyel ekonomilerin geleceği katma değeri yüksek faaliyetlerde yatmaktadır. Bu nedenle bilimsel ve teknolojik bulguları anında kullanabilen, bilgiye dayalı sanayilerin oluşmasına önem verilmektedir. Yeni teknoloji bazlı sanayilerin büyümesine yardımcı olmaları açısından, bilgi ve tecrübe kaynağı olan üniversiteler büyük potansiyele sahiptirler. Üniversitelerin katma değeri yüksek sonuçlar elde edebilmeleri ve firmalarla yakın ilişkiler kurarak yenilikçi ürün ve prosesler geliştirebilmeleri için yeni oluşumlara ihtiyaç bulunmaktadır. Teknoloji geliştirme bölgeleri bu amaçla faaliyete geçirilen ortamlardır.

    Bu nedenle, teknoloji geliştirme bölgelerinde özel kesim, kamu kesimi ve üniversiteler arasında yakın işbirliği sağlanarak, geniş kapsamlı ve pazara yönelik ar-ge, yüksek ve ileri teknoloji programlarının uygulamaya konulması ve bu üç kesimin birbiri ile etkileşeceği platform ve mekanizmaların oluşturulması gerekmektedir.Ülkemizin kalkınması ve firmalarımızın aday olduğumuz avrupa birliğinin gelişmiş ülkeler sanayileriyle rekabet edebilmesi, sanayimizin teknoloji ihtiyacının karşılanması, üniversitelerimizden en etkin bir şekilde yararlanılması, yetişmiş kalifiye gençlerimize bilgi ve becerilerini gerçek anlamda kullanabilecekleri katma değeri yüksek iş imkanları sağlanması ve beyin göçünün önlenmesi, ekonomimizin önünün açılmasına yardımcı olunarak kısa aralıklarla krize girilmesinin önünün alınması için, çok kısa bir zaman içerisinde bizimde teknoloji geliştirme bölgelerini kurup etkin bir şekilde faaliyete geçmelerini sağlamamız gerekmektedir.

    Çıkartmış olduğumuz teknoloji geliştirme bölgeleri kanunu oldukça önemli teşvik ve muafiyetler içerdiği gibi özellikle üniversite-sanayi işbirliğini en etkin bir şekilde sağlayarak üniversitelerimizdeki bilgi birikimi ve teknik potansiyelin doğrudan sanayimize aktarılmasını temin edecek çağdaş hususlar içermektedir.

    Teknoloji geliştirme bölgeleri kanunun sağlayacağı önemli hususların başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz.

    · Kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelerin arazileri bölgelere tahsis edilebilir.
    · Yabancı özel hukuk tüzel kişileri yönetici şirkete iştirak edebilirler.
    · Bölgelerde yabancı uyruklu yönetici ve vasıflı ar-ge personeli çalıştırılabilir.
    · Kamu kurum ve kuruluşları ile üniversite personeli bölgelerde sürekli veya yarı zamanla olarak çalışabilirler.
    · Yarı zamanlı görev alan öğretim üyesi, öğretim görevlisi, araştırma görevlisi ve uzmanların bu hizmetleri karşılığı elde edecekleri gelirler, üniversite döner sermayesi kapsamı dışında tutulur. Sürekli olarak istihdam edilecek personele kurumlarınca aylıksız izin verilir ve kadroları ile ilişkileri devam eder.
    · Öğretim elemanları yaptıkları araştırmaların sonuçlarını ticarileştirmek amacı ile bölgelerde şirket kurabilir kurulu bir şirkete ortak olabilir ve/veya bu şirketlerin yönetiminde görev alabilirler.
    · Bölgelerin kurulması için gerekli arazi temini, altyapı ve idare binası inşası ile ilgili giderlerin yönetici şirketlerce karşılanamayan kısmı yardım amacıyla bakanlığım bütçesine konulan ödenekle sınırlı olmak üzere karşılanabilir.
    · Yönetici şirket, bu kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
    · Bölgede yer alan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin ar-ge'ye dayalı üretim ve yazılım faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 5 yıl süre ile gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır. Bakanlar kurulu seçilen, hedef alınan, belirli teknolojik alan ve ürünler için 10 yıla kadar süreyi uzatabilir.
    · Bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve ar-ge personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri, bölgenin kuruluş tarihinden itibaren 10 yıl süre ile her türlü vergiden istisnadır.
    · Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince bu bölgelerde ar-ge faaliyetlerinde bulunan kişi, kurum veya kuruluşlara makbuz karşılığı sponsor olarak yapılan bağış ve yardımlar, ilgili kanunda belirtilen oran ve esaslar dahilinde indirime tabi tutulur.
    · Kuruluşu bakanlığımca onaylanan orta doğu teknik üniversitesi ve tübitak- marmara araştırma merkezindeki teknoparklar bölge olarak kabul edilmiş olup kanunun sağladığı tüm muafiyet ve desteklerden istifade etmeleri öngörülmüştür.

    Şu anda, açılışını yaptığımız ODTÜ - Halıcı Yazılımevi, ülkemiz kalkınmasına katkı sağlayacak önemli bir girişimdir. Böyle hayırlı bir girişimi başlatan sayın Emrehan Halıcı'yı kutluyorum. Ülkemiz yazılım potansiyelini hayata geçirecek ve bu yolla önemli ihracat geliri sağlanmasına öncülük edecek bu tesisin, hayırlı olmasını diliyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teknopark Hakkında

  • Önemli Tarihler

    1987ODTÜ'de Teknopark çalışmalarının başlaması
    Teknopark konusunda panel ve kurslar düzenlenmesi
    1988ABD'deki bilim parklarının incelenmesi ve Kamu ve özel sektör yöneticilerine brifing
    Ön fizibilite çalışmasının yapılması
    1989İngiliz bilim parklarının incelenmesi ve ODTÜ'de kurulacak bir Teknopark'ın kavram tasarımı
    1990Yenilik Merkezinin mimari taslaklarının hazırlanması
    ODTÜ Geliştirme Vakfı Şirketi olarak TEKNOPARK A.Ş.' nin kurulması
    1992ODTÜ-KOSGEB Teknoloji Geliştirme Merkezinin (TEKMER) kurulması
    1995METU-Technopolis imaj çalışması
    Ankara'da bir Bilim Parkı / İş Parkı Yapılabilirliği Projesinin TTGV Odak Projesi olarak uluslararası uzman bir şirkete yaptırılması
    Üst Düzey bürokrat ve yöneticilere Teknokent ve Fizibilite çalışmalarının tanıtılması
    ODTÜ - TEKNOKENT Yürütme Kurulu'nun oluşturulması ve çalışmaların resmen başlaması
    Yazılım Parkı kurulması kararının alınması
    1996ODTÜ Teknokent Yazılım Parkı çalışmalarının yürütülmesi
    DPT Teknopark Etüd Projesinin Başlatılması
    1997Yazılım Parkında yeralacak ilk Yazılım Evi için Halıcı Grubu ile ilk sözleşmenin imzalanması
    ODTÜ-TEKNOKENT Kentsel Tasarımının ve İş Planının tamamlanması
    ODTÜ-HALICI Yazılımevi'nin temelinin atılması
    1998Teknokent Kurucu KuruluSanayi Bakanlığı' na başvuru yaptı ve Teknokent' in kuruluşu onaylandı
    ODTÜ İkizleri inşaatı başladı
    2000ODTÜ İkizleri ve ODTÜ-HALICI Yazılımevi binaları hizmete girdi
    2001Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasası çıktı
  • Amaçlar

    » İleri teknoloji kullanan/üreten şirketlerin oluşumunu ve büyümesini desteklemek,
    » Teknoloji transferinin yanısıra yeni teknolojilerin de geliştirilmesini sağlamak,
    » Bu yönde çalışma yapan şirketlere Ar-Ge çalışmalarını yürütebilecekleri ortam ve destek sağlamak,
    » Üniversite-Sanayi işbirliğini en üst düzeye çıkarmak,
    » Üniversitedeki gelişmiş insan gücünün ve altyapı olanaklarının ekonomik değere dönüştürülmesini sağlamak,
    » Ülkenin teknolojik düzeyini yükselterek uluslararası rekabet gücünün artırılmasına ve ekonominin gelişimine katkıda bulunmak.

    Detaylı bilgi için ODTÜ Teknokent (odtuteknokent.com.tr) web sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

  • Olanaklar

    » Bilgiye dayalı her türlü aktivitede üniversite desteği,
    » Teknik konularda danışmanlık hizmetleri,
    » Finans, hukuk ve organizasyon ile ilgili danışmanlık hizmetleri,
    » Pazar analizi ve iş planı konularında danışmanlık hizmetleri,
    » Laboratuvar olanakları,
    » Yüksek standartta uygun mekan,
    » Gelişmiş altyapı ve çevre,
    » Sosyal ve kültürel olanaklar.

    Detaylı bilgi için ODTÜ Teknokent (odtuteknokent.com.tr) web sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

  • METUTECH

    ODTÜ-Teknokentin amacı, ülkemizin uluslararası arenada rekabet gücünü artıracak teknolojileri geliştiren ve üreten firmalara, araştırmacılara ve akedemisyenlere sunduğu çağdaş altyapı-üstyapı olanaklarıyla, gerçekleştirdiği üniversite sanayi işbirliğini artırmaya yönelik etkinlikleriyle -taraflar arasında- sinerji doğmasına katkı sağlamaktır.

    2020 yılına kadar ODTÜ-Teknokent bünyesinde, 80 hektar arazi üzerinde, 200.000 m2 kapalı alan içinde, 4.000 nitelikli iş gücüne sahip 500 firmada, 200 milyon dolar/yıl ARGE bütçesine, 4 milyar dolar yıllık ciroya, 800 milyon dolar yıllık ihracata ulaşılması hedeflenmektedir.

    » http://metutech.metu.edu.tr